Ceo Life / Yaratıcılık ve iyilik uygarlığına doğru

01 Ocak 2023

Yaratıcılık ve iyilik uygarlığına doğru

Dünya sürekli bir devinim içinde. Yıllar her şeyi, hepimizi, alışkanlıklarımızı, iş yapış şekillerimizi değiştiriyor. Özellikle pandemiden bu yana değişimin kaçınılmaz olduğunu hep birlikte deneyimledik. İlgiyle takip ettiğim bilim insanı Prof. Dr. Türker Kılıç'ın kitaplarında ve röportajlarında belirttiği gibi: "Yaşamın insan için değil, insanın yaşam için olduğunu" somut bir şekilde gördüğümüz yıllardan geçiyoruz. Kılıç, söylemleriyle COVID-19 döneminde doğanın yani yaşamın var olmak için bize ihtiyacı olmadığını hepimize çok güzel hatırlatıyor. Yine aynı dönemde kendimizi yaşamda tutabilmek için önce yanımızdakini orada tutmamız gerektiğini algıladığımızı da farklı örneklerle belirtiyor:

"Hastalanmak istemiyorsanız yapacağınız en iyi şey, yanınızdakilerin hastalanmasını engellemek."

Kılıç, çok daha bilimsel tekniklerle açıkladığı, benimse alıntı yaptığım bu teze "bağlantısal bütünlük" diyor. Bunun üzerine bizi yeni bir kavramla daha tanıştırıyor: "Yaşamdaşlık kültürü". Çalışkanlığın ve zekanın üzerine iyiliğin ve yaratıcılığın eklenerek insanlığın daha güzel ve daha iyi bir dünya yaratmasına yardımcı olabileceğine inanıyor. Sözlerine tamamen katılıyorum.

BAŞKA BİR ŞİRKET MÜMKÜN

Şirketler de aslında birer ekosistem. Bu evrilme sürecinden onlar da geçiyor. Toplantıların en öncelikli konu başlığı artık sadece gelir değil. Yaratıcılık, iyilik, belki daha güncel bir tanımla sürdürülebilirlik, iş dünyasının son yıllarda üzerine en fazla düşündüğü, tartıştığı, çözümler ürettiği konular arasında yer alıyor.

Dünyadaki şirket modellerine baktığımızda genellikle şöyle bir yapı görürüz: Sınıf mücadelesi üzerinden örgütlenmiş, hedef odaklı, ataerkil, hiyerarşik, hatta askeri düzene sahip bir model. Artık çalışmalar, bu modelin sürdürülebilir olmadığını açıkça ortaya koyuyor.

Bir kere, yeni kuşağın kendisinden önceki kuşaktan daha alt yaşam koşullarına, yaşam kalitesine, gelire sahip bir kuşak olduğu araştırmalarla ortaya kondu. Önümüzdeki yıllarda dünyayı yönetecek olan kuşağın kendisinden önce gelen kuşaklardan farklı özelliklere sahip olduğunu göz önünde bulundurursak bu kuşağın 100-150 yıldır süregelen eskimiş bir modeli değiştireceğini öngörmek pek de zor değil. Yol yakınken bu modeli biz değiştirmeliyiz. Böylece yeni kuşağın, model değiştirmekle zaman kaybetmek yerine dünyayı ileriye götürmek için uğraşmasına imkan sağlamış oluruz.

Peki, Mey Diageo olarak bizim bu süreçten payımıza neler düştü? Biz, her şeyden önce, "Başka bir şirket mümkün" diyerek sanata değer veren, her canlının hakkını savunan ve doğaya net pozitif katkı yapan bir şirket olmaya özen gösteriyoruz.

Örneğin; Yenilikhane adını verdiğimiz Ar-Ge merkezimizde inovasyon çalışmalarımıza hız verdik. Fabrikamızın bulunduğu Alaşehir ilçesinde yer alan Şahyar bölgesinde, çiftçilerin damlama sulama sistemine geçmesine ön ayak olduk. Bir diğer örnek olarak tüm çalışanlarımızın sendikalı olmasını verebiliriz. Bununla gurur duyuyoruz ve bu durumun sektör geneline yayılmasını temenni ediyoruz. Bağlarımızda çalışan emekçilerin yüzde 98'i kadın ama aslında önemli olan oran da değil. Önemli olan erkek ve kadın işçilerin aynı şartlarla çalışmalarına öncülük edebilmek. Diğer bir deyişle, önemli olan iyilik ve yaratıcılık.

Sözün özü, ezber bozmaya çalışmıyoruz, içimize sinen işler yapmaya çalışıyoruz ve yaptığımız işlerin arkasında duruyoruz. Geleceğimiz için bu bakış açısını korumaya, adımlarımızı bu anlayışla atmaya devam edeceğiz. Çünkü "başka bir şirket" de, "başka bir dünya" da mümkün...