PlumeMag / Art Niyetli Sohbetler: Zeynep Göğüş

02 Eylül 2023

PlumeMag, üç buçuk yılı aşkın bir süredir sürdürülebilir yaşam trendlerine odaklı içerikler üretiyor. Sürdürülebilir yaşam trendleri, bizim için sanat ve kültürden bağımsız ele alınabilecek bir konu değil. O sebeple Kültür-Sanat bizim için çok değerli bir kategori. Bu kategorinin içerisinde yer alan Art Niyetli Sohbetler de, bizim uzun vadede sanatın her alanından değerli isimlere yönelteceğimiz sorularla birlikte hayatı, geleceği, doğayı ve gezegenin geleceğini sorgulayacağımız bir seri. Bu seride yanımızda olduğu için Kültür- Sanat kategori sponsorumuz Mey|Diageo’ya gönülden teşekkür ediyorum.

Art Niyetli Sohbetler’in ilkinde, aslında sizinle son romanınızdan yola çıkarak dört romanınızın da üstünden geçtiğimiz bir sohbet için birlikteyiz.

Ne güzel…

Son romanınız Çok Yalan Söyledik ile başlayacağız. Ama ben romanlara geçmeden önce, -aslında çoğu izleyicimiz tanıyordur fakat tanımayanlar için- sizden bahsetmek istiyorum. Uzun yıllar gazetecilik, televizyon programcılığı, yurt içinde ve yurt dışında Türkiye’yi birçok sosyal konuda temsil eden görevlerde bulundunuz. Yaptığınız her işin odağında toplum ve memleket hep vardı. Şimdi de romanlarınızda aynı şeyi görüyoruz. Sizce bu etkiyi yaratmada dört romanınız mı daha güçlü, yoksa gazetecilik döneminde yaptıklarınız mı?

Tabii gazetecilikte toplumu direkt etkiliyorsunuz, yazdığınız haberlerle. Haberin cinsine göre de değişir ama… Romanlarda da topluma dokunuyorsunuz. Benim dört romanım için -ki ilki 2018 sonu çıkmıştı- pek toplumcu gerçekçilik diyemeyiz. 1950’ler ile 80’ler arasında yazan büyük yazarlarımız var, Köy Romanı diye geniş anlamda çatı altına aldığımız… Benim yaptığım biraz daha farklı onlardan. Ama bu da çok normal herhalde. Aynı dönemin insanları değiliz. 

Bir Mahmut Makal, bir Orhan Kemal, bir Yaşar Kemal, hatta Sabahattin Ali… Onların meseleleri ele alış biçimi ile bugün 2023 yılında yazılan bir romandaki yaklaşım aynı olmuyor tabii… Ama doğrudur, topluma dokunmak istediğim bir gerçek. Çünkü yola çıkarken bir meselem oluyor. O mesele de beni yönlendiriyor. 

Her romanda bir meselem var; birincisinde ‘’Biz Kimiz?’’ sorusunun cevabını arıyordum. Onu bir göç hikayesi üzerinden anlatmaya çalıştım. İkincisinde zeytinlikler meselemiz vardı. Bu çevre meseleleri… Köyle kent arasındaki irtibat nasıl sağlanabilir? Üçüncüsünde tahrifattı… Yani tarihteki tahrifat üzerine çok düşünüyordum. 

Bu son romanda da Ankara üzerinden… Çünkü mekan Ankara ve romanlarımda mekanları da birer karakter gibi ele alıyorum. Ankara üzerinden ‘’Biz bu hale nasıl düştük?’’ sorusunun cevabını aradım.

Sohbetin devamı için https://www.plumemag.com/art-niyetli-sohbetler-zeynep-gogus/ bağlantısını ziyaret edebilirsiniz.