01 Ekim 2022
Mey | Diageo Genel Müdürü Levent Kömür
Türkiye'nin en doğusunda ve en batısındaki bağcılık ve üretim faaliyetleriyle bölgelerin ekonomisine ve istihdamına önemli bir katkı sağlayan Mey | Diageo'nun üzüm üreticiliğiyle ilgili bir sonraki hedefi Türk üzümlerinin potansiyelini tüm dünyaya tanıtmak ve Anadolu'daki 10 bin yıllık bağcılık geleneğinin, yeni teknoloji ve inovatif metotlarla gelişerek nesiller boyu aktarılmasını sağlamak.
EKİM AYININ gelmesiyle birlikte Türkiye'nin dört bir yanındaki bağlarda da heyecan dolu hareketlilik başladı. Türkiye'nin en özel üzümlerinden Öküzgözü ve Boğazkere'nin ana vatanı Elazığ'da da bağbozumu için hazırlıklar tamamlandı. Eylül ayının son günlerinde Öküzgözü ve Boğazkere üzümlerinin yetiştiği tek bağ Alpagut Bağları'nda basın mensuplarıyla buluşan Mey | Diageo Genel Müdürü Levent Kömür, üzüm üreticilerinin Türkiye ekonomisindeki yerini, potansiyelini ve bağcılık faaliyetlerinin bölgede yarattığı katma değeri paylaştı.
1930'lu yıllarda Atatürk'ün teşvikiyle başlayan üzüm araştırmaları sonrasında kurulan ilk tesislerden biri olan Elazığ Üretim Tesisi, 1942 yılında imalathane olarak kurulmuş ve 1944 yılında büyük bir tesise dönüştürülmüş. İkinci Dünya Savaşı'nın zorlu koşullarına rağmen
yapılan böylesi bir yatırımın önemine dikkat çeken Levent Kömür, Türkiye'nin en doğusundaki Mey Diageo Üretim Tesisi'nin bölge ekonomisine sağladığı katkıdan gurur duyduklarını da sözlerine ekliyor.
Kömür şöyle devam ediyor sözlerine: "Biz, Türkiye'nin en batısında ve doğusunda bağcılık yapıyoruz. Elazığ'da ve Şarköy'de bağlarımız var. Ama buradaki Alpagut bağımız benzersiz bir özelliğe sahip; Alpagut, Öküzgüzü ve Boğazkere üzümlerinin ye- tiştiği Türkiye'deki tek bağ. Bu üzümlerin anavatanı olan bu topraklar, yaklaşık 10 bin yıl önce dünyada bağcılığın doğduğu coğrafyada yer alıyor. Boğazkere ve Öküzgözü işte böylesi bir tarihten günümüze kadar gelen kadim üzümler. Biz ülke olarak bağcılığın doğduğu topraklara sahibiz. Bundan da önemlisi kendi- mize ait yüzlerce üzüm çeşidimiz mevcut. Anadolu'nun yüzlerce yerel üzümü var. Hepsi çok değerli ve ne yazık ki dünyada yeteri kadar bilmiyorlar."
Türkiye'nin dünyanın en büyük üzüm üreticisi ülkelerinden biri olduğunu ama ihracatta oldukça geri sıralarda bulunduğunu vurgulayan Kömür, "Bizim amacımız ve misyonumuz Anadolu'nun yerel üzümle- rini yeniden keşfederek gün yüzüne çıkarmak ve dünya ile paylaşmak. Hedefimiz, bu üzümlere sahip çıkarak, sürdürülebilirliğini sağlayarak, ilk kez bu topraklarda üretilen şarabı uluslararası alanda da temsil edebilmek" diyor.
Bu alanda kendilerini büyük üreticilerin en butiği, butik üreticilerin ise en büyüğü olarak konumlandırdıklarını söyleyen Levent Kömür, sektörde güzel gelişmeler olduğuna dikkat çekerek, şöyle devam ediyor: "2012 senesinde 40 üretici varken şimdi bu sayı 200 civarında ve üreticilerin çalışmalarıyla Türkiye'de bir Rönesans yaşıyoruz. Bunun arkasında yatan tek neden ise endüstrinin önde gelen markalarının kadınlar tarafından yönetilmeye, değiştirilmeye ve dönüştürülmeye başlamasıdır."