01 Ağustos 2021
Elbette ki sıkı ve özverili çalışmak başarının önemli anahtarlarından biri. Ancak Jeff Bezos gibi tüm dünyayı etkileyen liderler, “şans” faktörünün de çok önemli olduğuna inanıyor. Bu şans kimi zaman Abdulkadir Konukoğlu gibi sanayici bir ailenin ferdi olmak şeklinde tezahür ederken kimi zaman da Hülya Gedik’te olduğu gibi babasının vizyonuyla kendini gösteriyor ya da “Her açıdan kendimi çok şanslı görüyorum” diyen Hüsnü Özyeğin’in Mehmet Emin Karamehmet ile daha 10 yaşında tanışmasıyla ortaya çıkıyor. İşte liderleri bugüne taşıyan “şanslar”…
205,6 milyar dolarlık servetiyle dünyanın en zengin insanı olan Jeff Bezos’a göre Amazon’un başarısında yaratıcılığın ve çok çalışmanın dışında bir etken daha vardı: Şans. Bezos, Amazon’un kurulmasında ailesinin desteğinin ve ona yatırım yapmalarının en büyük şansı olduğunu düşünüyor. Mark Zuckerberg de ailesinin maddi ve manevi desteğinin Facebook’un büyük bir parçası olduğunu söylüyor. Elbette çok çalışmak, doğru kararlar vermek ve sabır, iş dünyasında başarının anahtarı. Ancak bununla birlikte şansın da gücüne inanan pek çok yönetici var. “Her açıdan kendimi çok şanslı görüyorum” diyen iş dünyasının duayen ismi Hüsnü Özyeğin, Mehmet Emin Karamehmet’le tanışmasının çok büyük bir şans olduğunu söylüyor ve şöyle devam ediyor: “Amerika’dan ilk bursu almam, oradaki Amerikalı ailemin bana destek olması bir şans. Mehmet Emin Karamehmet’le 10 yaşında yatakhane arkadaşı olmam çok büyük bir şans. Karamehmet, beni 29 yaşında banka yönetim kurulu üyesi, 32 yaşında genel müdür yaptı. Karamehmet’in şirketinde işe başladığımda asistanlardan biri de eşim Ayşen’di. Aynı yerde hem iş hem eş buldum. Ayşen hayatımın en önemli şansı.”
Sanayici bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Sanko Holding Onursal Başkanı Abdulkadir Konukoğlu, tekstil sektörünün içinde büyüdü. Bunun, en büyük şansı olduğunu söyleyen duayen yönetici, dedesinin ve babasının nasihatlerinin, babaannesinin dualarının bugün geldiği noktaya katkı sağladığını düşünüyor. “Başarımda, sanayiciliği bir anlamda memleket sevdası olarak gören Sani Konukoğlu’nun oğlu olmamın payını göz ardı edemem. Bize sanayiciliği, paylaşma duygusunu, işi iyi yapmamızın yolunu öğreten babamdı. Ustalarım eğitti, babam büyüttü. Bugünlere başarıyla ulaşmamda, babamın, kazanmanın yolunun dürüstlük olduğunu anlatan ‘İşin hilesi dürüstlüktür’ anlayışını adeta genlerimize kodlamasının önemini de unutmamak gerekir” diyor. İş yaşamında geçmişe takılmadığını, liderliğin tek hedefinin ileri bakmak olduğunu da sözlerine ekleyen Konukoğlu, şöyle devam ediyor: “Babamı kaybettiğimizde kardeşlerim küçüktü, kimisi öğrenciydi. Kardeşlerimle birlikte önce aile bütünlüğüne sahip çıkarak ve birbirimize kenetlenerek işimize dört elle sarıldık. Bununla yetinmeyip 65 yaşında görevi bırakma uygulamasını başlattım ve benden sonra önce Zeki Bey, ardından Adil Bey yönetim kurulu başkanı olarak görevi devraldı. Şans, her şey olmadığı gibi hiçbir şey değil denilmeyecek bir gerçektir. Başarıda en önemli şey, çok çalışmanız ve Allah’ın yardımı, yani şansınızın olması. Şans, kendisine verilen fırsatı değerlendirenindir.”
Başarıda en kritik unsurun, sevdiği ve inandığı bir işte çok çalışmak olduğuna inanan Orka Holding Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu, küçük yaşlardan beri iş hayatının içinde olan yöneticilerden. “Öğrencilik dönemimde önlüğümü daima iş yerinde çıkarırdım” diyen Orakçıoğlu, bu sayede şirket içinde tüm departmanlardaki çalışanların neler yaptığını, işi yaparken ne hissettiklerini çok iyi anlayabildiğini söylüyor. Damat markasıyla kendi işini kurduğunda, 20 metrekarelik bir dükkanda koli bağlamaktan cam silmeye kadar her işi yaptığını anlatan yönetici, şöyle devam ediyor: “Arkadaşlarımın ‘Bunun için mi okudun’ diyerek benimle dalga geçtiği de oluyordu. Ama yılmadan çalışmaya devam ettik. Başarıda şansın elbette bir payı var ancak ağırlık, çok çalışmakta… Ekip açısından çok şanslı olduğumu düşünüyorum. Öncelikle kardeşim Halidun Orakçıoğlu ve kuzenim Osman Arar’la birlikte çok iyi çalışan bir çekirdek kadroya sahibiz. Her birimizin özellikleri farklı. İş bölümümüz ve herkesin kendi faaliyet alanında bir bağımsızlığı var. Bunu belli bir uyum ve denge içinde ortaya koyduğunuzda, başarı da kendiliğinden ortaya çıkıyor. Diğer taraftan yeni jenerasyonumuz da çok güçlü geliyor. Halen markalardaki görevlerinde çok başarılılar. Ve tabii tüm ekibimiz... Her bir çalışanımız tıpkı markanın sahibi gibi bir sorumluluk bilinciyle ve severek çalışıyor.”
İş hayatına girdiği ilk yıllardan itibaren alanında uzman ve deneyimli kişilerin birikimlerinden faydalanmak, Gedik Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hülya Gedik’in başarısındaki en kritik unsur oldu. Böylece bedel ödemeden birçok tecrübeye sahip olduğunu belirten yönetici, başarıda şansın rolüne inanıyor. Azimli ve istikrarlı çalışmanın mutlak olması gerektiğini ama bunun yanında şansın da payı olduğunu düşündüğünü söylüyor ve şöyle devam ediyor: “Benim en büyük şansım, babamın iş hayatında bana her zaman güven duyması ve beni yapabileceğime inandırması oldu. Babam, Anadolu’dan gelen köklerini, Batı eğitimiyle harmanlayıp iş hayatında kız evlatlara verilen yanlış kodlamalara paye vermedi. Bana güvendiğinin göstergesi olarak yönetim kurulu başkanı koltuğundan inerek sağlıklıyken kurumumuzun en üst pozisyonuna beni getirdi. Bu vizyon, benim en büyük şansım oldu. Böylelikle işe olan motivasyonumu ebedi olarak kamçıladı, işe tutkuyla bağlanmamı ve özgüvenimin perçinlenmesini sağladı. Ben şirkete katılmadan önce yurt dışına satışımız bulunmuyordu. Yurt dışında arkadaşlarımın olması, diğer ülkelerdeki ticaret yapma şekillerine karşı merakımla kurumlarımızda ihracatı başlattım. Son 30 yıldır, başarılı bir şekilde her yıl ihracatımızı artırarak ilerliyoruz.”
Sarkuysan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hayrettin Çaycı, iş dünyasında başarılı olmasında mesleğiyle ilgili bir iş konusu seçmesinin önemli rol oynadığını düşünüyor ve şunları anlatıyor: “1960’lı yıllarda üniversite giriş koşulları en zor olan İTÜ’yü kazanıp her yaz uzun süreli yurt içi ve yurt dışında yaptığım mühendislik stajları da iş hayatımda bana çok önemli katkılar sağladı. Örneğin Sarkuysan’ın kuruluş aşamasında yurt dışından aldıkları tesis tekliflerinden birinin, benim staj yaptığım Finlandiya’nın Outokumpu şirketine ait olması ve yabancı şirket yetkililerinin beni tavsiye etmesi, Sarkuysan’da işe başlamamda önemli rol oynadı. Sarkuysan’da tesisin kuruluşunda bu tavsiye benim önümü açtı. Fabrika müdürü olarak başladığım şirkette, genel müdür teknik yardımcısı, genel müdür, yönetim kurulu üyesi ve nihayet yönetim kurulu başkanlığı makamına kadar yükselmeme vesile oldu. 48 yıldır çalıştığım şirketimde hem önemli bir ortak hem de yönetim kurulu başkanı olarak görevime ve yaşamıma devam ediyorum.” Doğanlar Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkanı Davut Doğan, 1987’de devlet memurluğundan istifa ederek 6 kardeşiyle birlikte Doğtaş Mobilya’yı kurdu. 6 erkek kardeş olmalarının kendileri için büyük şans olduğunu söyleyen iş insanı, “Babamızın bizim önümüzü açması da en önemli unsurlardan biri. Başarıda şansın önemli olduğuna inanıyorum. Kardeşler olarak iyi anlaşıyoruz” diyor. Mey Diageo Genel Müdürü Levent Kömür, Junior adlı filmdeki repliği örnek veriyor: “Kötü hazırlık yapmış olanlar şansa ihtiyaç duyar.” Kendisi de iş hayatında şansa inanmıyor. Kömür, “Yani tavlayı bir şans değil, strateji ve tecrübe oyunu olarak görenlerdenim. İşinizde iyi bir gelişmeyi şansa bağlarsanız kendinize haksızlık etmiş olursunuz. O zaman kötü bir gelişmeyi de şansa bağlamak gerekir. Bu durumda da başınızı kuma gömme eğiliminiz artar. Ben kazanmaya değil, başarmaya; yükselmeye değil, ilerlemeye; oyunu bitirmeye değil, devam ettirmeye; almaya değil, vermeye; bireye önem vermeye değil, ekibe önem vermeye çalışıyorum. Önemli olmanın değil, değerli olmanın gücüne inanıyorum” diyor.