12 Eylül 2024
Bu yıl odağına kadın hikâyelerini alan Uluslararası Ayvalık Film Festivali için geri sayım başladı. 17-22 Eylül tarihleri arasında yapılacak festivale ilişkin Direktör Tan, “Sinemada kadın çağından söz etmek mümkün” dedi.
Sinemaseverler Ayvalık’ta beyazperdenin ardında onlarca farklı yolculuğa çıkmaya hazırlanıyor. Seyir Derneği ve Ayvalık Belediyesi işbirliğiyle düzenlenen Uluslararası Ayvalık Film Festivali için geri sayım başladı. 17-22 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirilecek festival bu yıl kadınların sesini daha güçlü duyuracak. Simone de Beauvoir’ın unutulmaz sözünden ilham alan “Doğulmaz-Olunur” bölümü, kadınların hayatlarına dair çarpıcı hikâyeleri beyazperdeye taşıyor.
Göçün acılarını, anne-baba ilişkisinin karmaşıklığını ve hayatın anlamını sorgulayan filmler, izleyicileri derin düşüncelere sevk edecek. Büyük ustaların imzasını taşıyan filmlerden oluşan “Sinemanın Yazarları’’ bölümü ise sinemaseverlere unutulmaz bir deneyim yaşatacak.
Türkiye’den uzun metraj, kısa metraj ve belgesel filmlerin yer aldığı “Gitmesek de Görmesek de...” bölümü, yerli sinemanın nabzını tutuyor. Doğanın önemine dikkat çeken “Doğa Diye Bir Şey Kalmadı’’ bölümü ise çevre sorunlarına duyarlılığı artırmayı amaçlıyor.
Festivalde ilk kez Türkiye’de gösterilecek 20 filmle, sinemaseverler dünya sinemasının en güncel örneklerini keşfetme fırsatı bulacak. Festivalin direktörü Azize Tan’la bu yılki festivali konuştuk.
Bu yılki festival kadın filmlerini odağına alıyor. Aile ilişkileri, yaz, kayıp ve şehirdeki sıkışmışlık gibi temaların bu yılki festivalde sıkça karşımıza çıkıyor. Bu temaların seçilmesinin kriterler neler?Her yıl programı oluştururken o yıl film dünyasındaki eğilim bizim programımıza da yansıyor. Genellikle programı oluşturmaya dünyadaki büyük festivalleri takip ederek başlıyoruz. Ondan sonra danışmanlarımızdan da öneriler geliyor. Zannediyorum dünyanın içinde bulunduğu durumun bir yansımasını filmlerde de görüyoruz. Sadece bu temalar değil, kadınlarla ilgili de çok sayıda film var. Gerçekten sinemada bir kadın çağından da söz etmek mümkün. Hem kadınların yönettiği hem kadınların hikâyelerinin daha çok anlatıldığını Cannes Film Festivali’nde, Berlin Film Festivali’nde daha geçen hafta biten Venedik Film Festivali’nde de gözlemliyoruz. O nedenle biraz içinde bulunduğumuz dünyada yaşadıklarımız, olanlar, hissettiklerimiz filmlere de yansıyor açıkçası.
Festivalin Ayvalık’a ve bölgeye olan ekonomik ve kültürel etkileri hakkında neler söyleyebilirsiniz? Festivalin yerel halk ve turistler tarafından nasıl karşılandığını düşünüyorsunuz?Festival ilk düzenlendiği yıllardan beri gerçekten halktan çok büyük ilgi gördü. Çünkü iyi bir program hazırlıyoruz. Gösterdiğimiz pek çok filmin Türkiye prömiyerini yapıyoruz. Bir de Ayvalık’ın cazibesini unutmamak lazım. Mesela insanlar gelip iyi ve kaliteli filmler izleyebileceklerini bildikleri bir festivali Ayvalık gibi bir yerde deneyimledikleri zaman da hadi gidelim 2-3 gün hem Ayvalık’ta vakit geçirmiş oluruz, hem güzel filmler seyrederiz, hem burada tanıdıklarımızla, dostlarımızla birlikte oluruz gibi bir duyguya da kapılıyorlar. O bakımdan bence hem Ayvalık’ın festivale çok kattığı şey var, hem de festivalin Ayvalık’a çok kattığı şey var. Festival zamanında Ayvalık’a gelen insan sayısının fazlalaştığını rakamsal olarak zaten biliyoruz. Bunu hem esnaf söylüyor hem otellerin doluluk oranlarından bunu anlayabiliyoruz. Gerçekten festival zamanı Ayvalık sokaklarında başka bir hava esmeye başlıyor. İnsanların sinema salonları arası koşturduğunu, gerçekten bütün mekânlarda herkesin elinde bir çizelgeyle bir katalogla film seçtiğini ya da film konuştuğuna şahit olabiliyoruz.
SEYRETME KÜLTÜRÜ DEĞİŞTİ
Seyir Derneği olarak genç sinemacılara yönelik programlarınızla sektördeki eksikleri gidermeyi hedefliyorsunuz. Sizce Türkiye’de genç sinemacıların en büyük zorlukları neler ve bu zorlukları aşmak için neler yapılabilir?Sinema sektörü son zamanlarda özellikle pandemiyle birlikte giderek daralmaya başladı. Sinema salonlarındaki seyirci sayıları çok ciddi şekilde etkilendi. Seyretme kültürü değişti. Artık insanlar sinemaya gitmeden evlerinde dijital ortamlarda, farklı şekillerde filmleri tüketmeye başladılar. O bakımdan çok hızlı değişen bir teknolojinin hâkim olduğu bir sanat dalı sinema. Gençlerin çok hızlı bir şekilde bu değişen yeni şartlara adapte olması, bu şartları okuyup, anlayıp ona göre yeni çözümler üretmesi, kendilerini geliştirmesi gereken bir dönemdeyiz. O yüzden de biz gençleri desteklemek için birbirini destekleyen programlar oluşturmaya çalışıyoruz. O yüzden de bu yıl festival programı içerisinde yapay zekâ ile ilgili bir konuşmamız da olacak. İki bilim insanı yapay zekâların artık üreticilik anlamında neler yaptıklarını konuşacaklar. Neredeyse insana gerek kalmadan üretimin yapılacağı bir hal alıyor durum. Bu gidişatı daha yakından anlayabileceğimiz ve bundan sonra nereye gideceğiz, ne yapacağız, bu duruma nasıl adapte olacağız ya da bunu nasıl dönüştüreceğiz gibi sorular tartışılacak.
Genç sinema programı ve “Yeni Bir...” ödülü gibi girişimlerinizle genç sinemacılara ne gibi mesajlar vermek istiyorsunuz? Genç Sinema programı sinema öğrencilerine yönelik yaptığımız bir program. Türkiye genelinden açık çağrı ile 30 sinema öğrencisini Ayvalık’a davet ediyoruz. Ayvalık’taki öğrencilerle birlikte bu rakam 45’i buluyor. Festival sırasında hem festivali deneyimliyorlar; bir festival nasıl yapılır, koşullar nedir diye. Hem sektörden insanlarla tanışıyorlar hem de atölye çalışmalarıyla kendilerini geliştirme olanağı veriyoruz. Bu sene bir de ekiplere ayrıldılar. Mentorları eşliğinde proje üretecekler. Bu yıl ilk defa Kültür için Alan desteğiyle İsveç’ten öğrenciler de gelecekler. Böylece farklı ülkelerde sinema üretme pratikleri nedir? Birbirlerinden bir şeyler öğrenebilirler mi? Beraber bir arada bir şey üretebilirler mi? Bir parça onu da deneyimleyecekler bu sene. Bir de Mey Diageo desteğiyle verdiğimiz Yeni Bir … Ödülü’müz var. Bu da sinema kariyerinde ilk filmini çekmiş bir yönetmen, yapımcı, oyuncu, kurgucu ya da senarist bir isme veriliyor. Kariyerinin başında bir sinemacının emeğini görünür kılmak, teşvik etmek ve biraz da maddi katkı sağlamak için veriliyor ödül.